Herkese merhaba, uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz. Öncelikle güzel bir haberle başlamak isteriz. Gezgin filler evlendi! Şahane bir balayı tatili ardından sahalara geri döndük. :)
Balayı tatilleri arasında onlarca seçenek içinde ilk ona giren Yunan Adaları bizim de tercihimiz oldu. Bu tatili planlarken istedik ki hem gezelim hem dinlenelim ve bir anda kendimizi ikimizin de deneyimlemediği bir tatilde bulduk. Kocaman bir Cruise gemisi :)
Gemi tatili bütçe ve tercih meselesi ama bizim seçeneğimiz Celestyal Cruises oldu ve oldukça memnun kaldık.
Çok uluslu olan bu geminin bizim için çıkış noktası Kuşadası oldu. 6 tane ada gezeceğimiz tatilimize başlamadan önce gemi kültürü ile ilgili bilgiler vermek isterim. Kısaca, gemi tatilini yürüyen beş yıldızlı bir otel olarak nitelendirebiliriz. Tek fark, farklı ülkelerden gelen tatilciler ve çalışanlarla sürekli beraber olmak ve ada ada gezmek :) Kendi adımıza oldukça keyifli ve farklı bir deneyimdi.
İlk adamız olan Patmos ile başlamak isterim. Diğer Yunan Adaları arasında ismi fazla duyulmamış, çok popüler olmamış, sakin ve bakir bir ada. Denizi şahane, doğası efsane!
Hediyelik dükkanları, sakin havası, kocaman dondurmalarıyla ada kültürünü fazlasıyla yansıtıyor.
Çok büyük bir ada olmadığı ve yapılacak şeylerin sınırlı olduğunu söylemekte fayda var fakat görülmeye değer adalar arasında olduğunun da altını çizebilirim. Serbest zamanlı ilk turumuz bitti şimdi gemiye binme zamanı :)
Çok büyük bir ada olmadığı ve yapılacak şeylerin sınırlı olduğunu söylemekte fayda var fakat görülmeye değer adalar arasında olduğunun da altını çizebilirim. Serbest zamanlı ilk turumuz bitti şimdi gemiye binme zamanı :)
İkinci adamız Rodos ile yolumuza devam edelim. Rodos adasında bir turumuz ve serbest zamanımız var. Rodos oldukça büyük bir ada, aslında bir günde gezmeye vakit yetmediğini söyleyebiliriz. Fakat akla gelen ilk önemli yeri Lindos, mutlaka görülmeye değer bir yer. Bizim Lindos turumuz olduğu için hem tarihsel olarak dinleme hem de kolayca ulaşma şansımız oldu. Uçsuz bir deniz manzarası ve tarihin iç içe geçtiği bu tepe bir doğa harikasıydı. Öğleden sonra kalan serbest zamanda ise şövalyelerin kalesi diye adlandırılan ''old town'' da gezme fırsatımız ve hatta denize girme şansımız oldu. Rodos’un denizi için biraz sıcak ve tuzlu yorumunda bulunabiliriz. Sonuçta Akdeniz! Alabileceğiniz onlarca hediyelik ve kahve dükkanları ise sizleri bekliyor. Çünkü Yunanlılar tam anlamıyla kahve severler :)
Adalar turu tüm hızıyla devam ediyor. Adalar arasında yine çok büyük bir ada olan Girit’e ayak basıyoruz. Burada ada kültürü biraz kırılıyor ve koca bir şehir bizi karşılıyor. Rehberimizin söylediğine göre Girit’in tamamını gezmek için en az 1 haftaya ihtiyaç var! İlk olarak yönümüz Knossos Sarayı turu için yol almak oluyor. Girit bir diğer adıyla Heraklion(Kandiye) için bu saray önemli bir arkeolojik kazı alanıdır. Bu antik kentin bronz çağı temsil ettiği söylenmektedir. Detaylı tarihsel bilgiler için rehberlere, kitaplara ya da arama motorlarına başvurabilirsiniz.
Girit’te dikkat çeken bazı şeyleri söylemek isterim. Nerelisin sorusuna verilen cevap net olarak Giritliyim oluyor. Zeytin ve zeytin ağaçlarına çok önem veriyorlar. Meşhur çeşmenin olduğu yer alışveriş merkezlerinden ve buluşma noktalarında biri. Son olarak hediyelik alacaksanız da mutlaka zeytin ve türevleri ürünleri denemelisiniz. :)
Girit’te dikkat çeken bazı şeyleri söylemek isterim. Nerelisin sorusuna verilen cevap net olarak Giritliyim oluyor. Zeytin ve zeytin ağaçlarına çok önem veriyorlar. Meşhur çeşmenin olduğu yer alışveriş merkezlerinden ve buluşma noktalarında biri. Son olarak hediyelik alacaksanız da mutlaka zeytin ve türevleri ürünleri denemelisiniz. :)
Şimdi rotayı Yunanistan’ın daha ünlü adalarına çevirme vakti! Ulaşım olarak biraz zorlayıcı ama ün konusunda ilk üçte yer alan Santorini bizi bekliyor. Gemi açıkta demir attıktan sonra adaya küçük botlarla ulaşım sağlanıyor. Fakat bununla da bitmiyor! Ada, yüksek yamaçta yerleşimi olan ve yukarı çıkmak için de emek harcanması gereken hoş bir yer :)
Yukarı çıkmak için eşeğe binme, yürüme ve teleferik gibi seçenekleriniz mevcut. Biz biraz sıra beklemeyi göze alıp teleferik ile yukarı çıkmayı seçenlerdeniz. Santorini merkezi oldukça kalabalık ve turist alan bir yer. Özellikle gün batımını yakalamak isteyen herkes belli noktalarda konumunu alıyor. Biz, şarabının meşhur olduğunu öğrendiğimiz için sakin bir yer bulup birer şarap ve deniz mahsulleri eşliğinde yavaşça güneşi batırdık. Bu ada ile ilgili yorumum ise şu oldu; fazla popüler olduğu için beklenti yaratıyor fakat beklendiği kadar değil!
Diğer adaya geçmeden önce gemi hakkında bir şeyler daha paylaşmak isterim. Bu yolculuk sırasında zumba ve sirtaki öğrenme şansımız oldu :) Günün her saatinde çeşitli aktiviteler, havuz, müzik ve bol bol yeme-içme olduğu için hiç sıkılmadık diyebilirim. Hatta akşamları çeşitli ülkelerden gelen tatilcilerle aynı masada yemek yeme ve balayı çifti olduğumuz için tebrikleri kabul etme gibi güzellikleri de yaşadık :)
Şimdi geldik başkent Atina’ya. Yine ada kültüründen biraz uzak ama tarihlerini ve kültürlerini çok iyi koruduklarını hemen resmedebileceğiniz bir merkezdeyiz. İlk olarak Atina Akropolisi’ne çıkıp, bu antik kenti görmeniz tavsiyemizdir. Oldukça eski bir hisar olup, şehrin en yüksek tepesinde yer almaktadır. Hala kazılar ve restorasyonlar devam etmektedir. Oldukça güzel simgeleri ve tarihi içinde barındıran bu antik kent hakkında mutlaka tarihsel bilgilere de ulaşmalısınız. Atina’nın merkezi de uzun bir çarşıdan ibaret olup, bolca kahveci ve hediyelik dükkânlarından oluşmaktadır. Adada çok fazla kuralın olması ve bu kuralların pek de çiğnenmemesi, beni hem şaşırttı hem de gıptayla gezmeme neden oldu!
Tatilin sonlarına yaklaşırken kapanışı yine en meşhur adalardan biri olan Mikonos ile yapıyoruz. Akşam üstü saatlerinde vardığımız bu ada için ilk izlenimin oldukça rüzgârlı bir ada olmasıydı. Bu adanın bir diğer adının rüzgârlı ada olması sonradan bizi hiç şaşırtmadı. Denize girmek istesek de o kadar rüzgâr vardı ki pek cesaret edemedik. Meşhur yel değirmenlerine ulaşmak için çarşıyı geçmeniz gerekiyor. Gelin görün ki hayatımızdaki en karışık çarşı ile karşı karşıyayız. Çok fazla sanat galerisi, birbirine neredeyse yüzde yüz benzeyen daracık sokaklar, atıştırmalık onlarca mekân ve zar zor ulaştığımız yel değirmenleri! Mikanos özeti işte bu kadar basitti.
Ada olması nedeniyle yine her yerden manzarası efsaneydi. Adada beach club ve gece kulüpleri favori mekanları olduğu için, adanın diğer kısımları biraz bakir kalmış diyebiliriz. Biz gözümüze kestirdiğimiz güzel bir barda bir yandan manzara bir yandan yerel bir bira denemenin keyfini çıkarttık. Ada ile ilgili yorumum ise, yine fazla popüler ve kalabalık fakat içi beklediğimiz kadar dolu değildi.
Ada olması nedeniyle yine her yerden manzarası efsaneydi. Adada beach club ve gece kulüpleri favori mekanları olduğu için, adanın diğer kısımları biraz bakir kalmış diyebiliriz. Biz gözümüze kestirdiğimiz güzel bir barda bir yandan manzara bir yandan yerel bir bira denemenin keyfini çıkarttık. Ada ile ilgili yorumum ise, yine fazla popüler ve kalabalık fakat içi beklediğimiz kadar dolu değildi.
Biten tatil ile beraber Kuşadası’na ayak bastık. Kuşadası için daha detaylı bir gezi planlayıp yazmak isteriz ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Harika bir liman, güzel bir deniz ve canım Kuşadası!
Yeni evli bir çift olarak biz gönlümüze en uygun tatili planladık ve çok mutlu döndük. Çok farklı, kültürel, hem dinlenip hem gezebileceğimiz tam bir gezgin filler tatiliydi.
Tarihsel bilgiler, konaklama ve yemek yerleri ile ilgili detaylı bilgiler için Google amcayı ziyaret edebilirsiniz. :)